Skip to content

“Internet Memes” nedir?

Grip olup ağzınızı kapamadan hapşırırsanız, virüs saatte 80 km/hızla vücudunuzdan çıkıp karşınızdakine bulaşabilir.

Aklınıza düşen bir fikri; Metin, görsel v.b. herhangi bir formatta internette bir başkasına, tıpkı bir virüs gibi aktardığınızda, bu zihinler arası kültürel aktarım öğelerine “Internet Meme” deniyor Konuyla ilgili Wikipedia’nın dediklerine buradan ulaşabilirsiniz.

“Meme” kelimesi, Yunanca taklit etmek kökeninden geliyor.

Düşüncelerin paylaşım birimi haliyle artık Dijital. Internet Memes, şu anda en popüler örnekleriyle web’in gündeminde.  Bu popüler yaklaşımın seçtiği son 15 yılın en iyi “Internet Memes” örneklerine buradan ulaşabilirsiniz. Ben Affleck’li Batman’e karşı yapılan meme’ler ise son dönemin favorileri :=)

Güldüren örnekler bunlar olsa da, “Internet Memes” kavramı felsefi ve akademik olarak bunun çok üzerinde bir önem ve kapsam taşıma potansiyeline sahip.

“Internet Memes”, içeriğin atomize olduğu, Twitter’da bir hashtag ile bir felsefenin veya şakanın sembolize edilip saniyede milyonlarca insana ulaştığı çağımızda, hız olarak grip virüsünü sollamış durumda.

Bu yüzden de çok önemli.

“Internet Meme”leri – Meme yazılır, “miim” okunur , yazının kalanında “IM” olarak kısaltacağım :=) –  düşünce aktarımının yeni birimi.

Herhangi bir IM, sadece düşünce değil, haliyle her düşüncenin yanı başında beliren duyguları da taşır. Davranışları sosyal olarak formatlanan biz insanoğlu için IM, gerek bireysel gerekse toplumsal algıların, duyarlılıkların veya duyarsızlıkların filtrelerini zaman içinde dolaylı olarak oluşturabilirler. Internet Meme’lere ait trendleri takip etmek, alt kültürlerin kalp atışlarını duymak gibidir. “Memes”, Modern zaman ergenlerinin kişilik pusulası olduğu kadar, biz reklamcılar için viral pazarlama kütüphanesi, toplumsal çatışmaların da tohumu olabilir. Kültürel birikimin veya birikimsizliğin/dimağ yoksunluğunun, kimine göre kültürel oluşumun, kimine göre de “yozlaşmanın” alameti farikasıdır.

J.M Balkin, Cultural software isimli kitabında şöyle yazıyor:

Cultural evolution occurs through transmission and spread of cultural information and know-how -or “cultural software “- in human minds. Individuals embody cultural software: they are literally information made flesh. They spread it to others through communication and social learning. Human minds and institutions provide the ecology in which cultural software grows, thrives, and develops. Human cultural software is created out of the diverse elements of cultural transmission, also known as “memes.”

Balkin’in yukarıda bahsettiği ekolojik sistem şu anda dijital. Dijital çağda katman katman biriken içerik üzerine kültürlerin ve algıların şekillenmesi Dünya’daki iyi veya kötü pek çok dönüşümü daha da hızlandıracak.

Dijital İçerik, İnternet’te akan pek çok düşünce ve duygu hali, fiziksel olan herhangi bir şeyden çok daha fazla bulaşıcıdır. Ama aslında daha da güçlü olan, zamanın ruhunun (Zeitgeist), günümüzde dağıtık olarak İnternet’te yer alması ve yeterince nicelik ve nitelikte paylaşım yapılması halinde IM’ler tarafından oluşturulabilmesidir. Çünkü bunun matematiğini ortaya koymak ve manipüle edebilmek, belki de ileride “tanrıcılık oynamak” anlamına gelecek. Eğer gerçekliği oluşturan algılarsa, uzun vadede  (ki günümüzde uzun vade artık kısa dönem haline geldi)  algıları kültürel sembollere dönüşen içerik olan “IM” oluşturabilir mi?

Gündelik hayata en primitif yansıması “gündem” olsa da, gündemlerin tortusu aslında duygulara ve davranışsal tepkilere dönüşüyor. Occupy Wall Street veya #Direngezi söylemlerine ait her formattaki içerik, güruhun şimdilik kedi videosu olarak tanımladığı IM’lerin nerelere gidebileceğini gösteriyor. Merdivenlerin boyanmasıyla başlayan ve gökkuşağı renklerine birdenbire farklı anlamlar yükleyen bu kültürel makinenin içine düşen içerik, algıladığımız gerçeklikleri düşündüğümüzden kimine göre  daha “yanlış” veya kimine göre de daha “doğru” ama kesinlikle daha hızlı oluşturabilir.

IM’lerin hızı herhangi bir fiziksel hızın çok üzerinde. Peki bu kadar güçlü bir kavramdan bahsediyorsak, dünyayı değiştirecek olan düşüncelerin de IM’lerde ve bunların kolektif etkisinde saklı olduğunu söyleyebilir miyiz?

Ajanstaki dijital iletişim çalışmalarımızda “Tweet”leri, “hashtag”leri ölçerken, “influence ranking” yapıp, “klout skor”ları verirken, tüm süreci geriye sarıp, en etkili IM’leri ve bunların total etkisini yakalayıp anlamlandırarak, aslında davranışı tetikleyen düşünce daha üretilirken ona ulaşmak mümkün mü? Bunun güvenilir bir matematik modeli olabilir mi?

Önümüzdeki 10 yıl içerisinde hayatımızı külliyen değiştirecek bir düşünce akımı çıkacaksa, bunu oluşturacak “Meme”lerin şu anda milyonlarca Tweet içerisinde bir yerlerde olma ihtimali çok yüksek.  Bu çok heyecan verici. Korkutucu olan ise, günün birinde bir bilgisayar programı ile bu “sanal” gerçeklik algısının yaratılabilecek olma ihtimali.

Bu yazıyı ve “Meme”‘in ne demek olduğunu burayı tıklayarak paylaşabilirsiniz.

Serhat

P.S. “Memes” konuşurken virüs analojisi yapmak biraz tuhaf hatta yanlış bulunabilir, zira bilimsel kaynaklar virüs benzetmesi ile ilgili eleştiriler getiriyor, teşbihte hata olmaz diyerek, okurun hoşgörüsüne sığınıyorum.

This Post Has One Comment

  1. Sonunda yahu internete ‘meme’ yazıyorum kadınların göğsü sanıyor.En sonunda miim yazdımda çıktı.arkadaş bi insan arama yerine ‘meme’ yazar mı ya muhtemelen miim’i kastediyodur.zaten ‘meme kanseri’ yazardı meme yazarsa ya sapıktır ya da mizahi şakaları anlıyan biri.Sağolsun Serhat abimiz yazmış buraya.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back To Top
Search