Skip to content

III – Kuşlara Başrolü Vermek: İletişim endüstrisi, Posthumanizm’den Ne Öğrenebilir?

Eğer bu konuyla ilgili önceki yazıları henüz okumadıysanız, konunun bütünlüğü açısından buradan başlamak isteyebilirsiniz.

İletişim ve reklam, posthuman felsefeden ilham alabilir mi?  

Mutlak reçeteler yazmak, insan ve toplum konulu hiçbir sorunda doğru ve mümkün olmasa da, posthuman bakış açısından beslenen aşağıdaki yaklaşımların bir ihtimal yeni adımlara imkan verebileceğini düşünüyorum. Her bir yaklaşımı, örnekle açıklamaya gayret edeceğim. Baştan söyleyeyim, fena halde torpil var bu örneklerde, evet hepsiniz biz yaptık.

Özneleri Değiştirmek

İnsanın çeşitliliğini ve diğer türlerle / ekoloji ile olan tesviyelenmiş ontolojik bağlantısını yeterince göz önüne almayan bir ana akım iletişim dünyasındayız. Reklamda sadece insanı değil, içinde bulunduğu ekosistemin diğer unsurlarını bugünkü ortalamaya göre daha çok özne haline getirebilir miyiz? Bu özne kayması, insana ekosistem içindeki yerini daha iyi hatırlatabilir mi?

Finish’in bir gölü kurtarmasının ardından, kuşlara başrolü verdiği bu film gibi mesela:

Çevre sorunlarına duyarlıyız ve çözeceğiz derken bile yukarıdan bakan bir anlatıyı koruyan insan, bu filmde yukarıdan bakmıyor. Hatta tam tersi insan burada aciz, zor durumda, hasret kalmış, kuşların yolunu gözlüyor ve bu durum insan ile diğer türler arasındaki eşitliği çok net bir şekilde ifade ediyor.

Farklılıklara Daha Cesurca Yer Açmak

Babalar gününde, farklı bir baba-oğul ilişkisini anlatmak mesela..

Büyük Anlatılar ve Modern İnsan Mitine Tersten Bakmak

Modern insan mitinin en önemli yardakçısı reklam ve iletişim, bu mit içerisindeki temel kabullerle oluşturdu tüm “iyi” ve “kötü”, “mutlu” ve “mutsuz” kavramlarını. Markalardan gelen brief, çoğunlukla şehirdeki modern insanın sahip olmak istedikleri ve bu modern yaşam miti ile örtüşüyordu, neredeyse her işimiz ona bir övgü. Hala da bu büyük ölçüde böyle, ama yavaş yavaş modern insanın mutlu veya en konforlu insan olmadığı konusundaki farkındalık da yaygınlaşıyor. Şehirdeki konforun azap olabileceğini hatırlatan ve toprağa dön diyen markanın bir traktör markası olması sizi yanıltmasın, bu tersine söylemin pek çok kategorideki marka tarafından benimseneceği bir dünyaya doğru hızla gidiyoruz: Modernizmi ve sonuçlarını eleştirmek kapitalizmin ironik bir şekilde zimmetine geçirdiği yeni değerlerden biri olsa da, insana tek yerinin şehir olmadığını hatırlatması açısından bu örneği de eklemek istedim:

İnsan ırkının yeryüzündeki öncelikleri üzerine konuşmak

Dünyanın en zengin insanlarından birinin uzayda 4 dakika geçirmek için 5,5 milyar dolar harcaması kişisel bir tercih değil, neredeyse insanlık suçudur diyenlerden misiniz? Aşağıdaki iş,  yeryüzündeki önceliklerimizi gözden geçirmek adına güzel bir örnek:

Gerek özne kaymaları, gerek hikaye anlatımında insan dışındaki ekolojik ve materyal paydaşların daha çok başrolü oynamaya başlayacak olması (robot – insan ilişkisini içeren bir dolu iş var ve artacak), tüketicinin artık sadece insan değil, aynı zamanda algoritma ile bulamaç olmuş ekran başındaki bir “ziyaretçi” olması gibi pek çok konu, posthuman’ın sektörümüzdeki ayak sesleri olarak değerlendirilebilir. Elbette hiçbir kavram tek başına her şeyi açıklamıyor, iyidir veya kötüdür gibi normatif bir değerlendirme yapmak da doğru değil. Ancak varolan sosyo-kültürel gerilimler, bunların bazılarında sorumluğu olan (veya en azından paydaş olan) iletişim endüstrisi için yeni yaratıcı yaklaşımların doğumuna da gebe bir sektörümüz olabileceğini gösteriyor.

Burada sadece fırsatlardan bahsedip posthumanizm harika bir şeydir de demek de yanlış olur.. “Mış gibi” yapan çevreci markalardan, yaratıcılığa ket vurabilecek, iyi niyeti görmezden gelecek kadar bağnazlaşabilen ayarı bozulmuş politik doğruculuk terörüne kadar bir dolu konu var zira.. Basiret güneşi, sektörümüz için tam olarak nerededir bilemiyorum, emin olduğum tek şey, bu konuları posthumanizm gibi farklı teorik yaklaşımları fırsat bilerek daha çok tartışmamız gerektiği.

This Post Has 0 Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back To Top
Search