Skip to content

Reklamcılık, Tutkular ve TEDx

Reklam işinde olup olmadığınızı belirleyen şey, viski içilebilen bir ofis değildir.

Ofisinizde “Marjinal” dünya görüşüne sahip bir dizi insanın çalışması da.

Ego-şişmelerinden yürüyecek yer kalmaması da.

Bunların hiçbiri reklam işinde olmanın gerek veya yeter şartı değil.

Reklam işinde olduğunuzu size hissettiren en önemli şey, hikaye kurgulama gücüne ve tutkusuna sahip insanlarla beraber çalışmanızdır.

Geçtiğimiz hafta Havas grubunun bir toplantısındaydım. Global operasyonlardan sorumlu ve zamanında bizim ajansımıza da gelmiş uluslararası üst düzey yöneticilerden biri sohbet ederken şöyle dedi: “Bir ajansın kapısından içeri girdiğim anda o ajansın o yılı karlı ve büyüme ile kapatıp kapatmadığını anlayabiliyorum. İnsanların yüzünde  gördüğüm veya bazen de göremediğim tutku, hiçbir zaman beni yanıltmadı.”

Reklam, tutkularıyla hikaye oluşturma gücüne sahip insanların işidir. Hangi seviyede ve fonksiyonda çalıştıkları da, önemli değildir. Hatta zincirin en zayıf halkası kadar güçlü olması gibi, bir ajansın da hikaye yaratmaktan sorumlu olmayan pozisyonlarının bu konudaki yeteneği o ajansın mükemmelliğinin sınırlarını belirleyebilir.

TED’in yaratıcısı Chris Anderson’a TEDx markasını yaratırken hiç tereddüt ettiniz mi diye sorduklarında şöyle diyor: “Herhangi bir danışman bize 10 yıl önce ‘aman dikkat marka gücünüzden kaybedebilirsiniz!’ derdi. Oysa TED markasını daha da büyüttü TEDx marka uzantısı, insanların içindeki tutkunun ne kadar geniş bir alana yayılıp ateşlenebileceğini gösterdi. İnsanın kendi dünyasını radikal olarak açtığı her konuşmayı dinlediğimizde, daha fazla minnettar olduk.”

Herhangi bir TEDX konuşması bittiğinde hissettiğiniz o coşkunun bir kısmı, takdir etmenin yanısıra “bunu ben de yapabilirim” cümlesini içeriyorsa,siz de kendi dünyanızı radikal olarak açabiliyorsunuz demektir. Bunu yapan herkesin içinde bir TED konuşmacısı vardır.

Her reklamcının içinde de, mutlaka bir TED konuşmacısı vardır.

Ortak yanları olduğu gibi, hem reklam, hem de pazarlama dünyasının TED ruhundan öğreneceği de çok şey var.

Sadece işi iyi yapmak değil, iyi iş yapmayı da önemsemek gibi.

İyinin tanımını salt yaratıcılık ve iş sonucunda görmektense, çevre, toplum gibi eksenlerdeki tüm paydaşların hayat kalitesini artıran her şeyin fayda/maliyet oranından daha etkili olduğunu anlamaya başlamak gibi.

Daha şeffaf, yalın, mütevazi olarak da tutkulu olmanın mümkün olduğunu öğrenmek gibi. B.k’una cila sürmenin değil,  kendi gibi olmanın, bilmediğini itiraf etmenin de bilmek kadar kıymetli olduğunu kabul etmek gibi.

Unutmadan…  TEDxReset 2011 bu yıl 10 Şubatta. Detaylı bilgi www.tedxreset.com adresinde. Ajanstaki yoğunluğum sebebiyle bu yılki organizasyonda hiç destek olamadığım TEDxReset ekibindeki arkadaşlarımın yine harikalar yarattığına, emeklerinin sonucunda radikal düşünce açıklığına, tutkuların ardı ardına sahne alışına  şahit olacağımıza, eminim.

Serhat Akkılıç

Yönetici Ortak
Project House
www.twitter.com/sakkilic

Dünyayı değiştirmek istediğimizi söylesem, bana deli der misiniz?

Aylardır buna inanan bir ekiple beraber çalışıyorum. Hayallerimiz o kadar kocaman ki, heyecandan her birimizin gözlerinin içinden kıvılcımlar çıkıyor. Bizi çalışırken görenler pek de normal olmadığımızı düşünebilir. Türkiye’ye TED ruhunu getirme misyonu ile yola çıkan TEDxRESET (www.tedxreset.com) ekibinden bahsediyorum.
Back To Top
Search