Skip to content

2016 Biterken…

Oxford Dictionary, 2016’nın kelimesini post-truth olarak belirledi. Hayret ettiklerimiz bir yana, hayal bile edemeyeceklerimizin inandırıcı olmaya başladığı bu yılı anlatmak için daha iyi bir kelime bulunamazdı herhalde. Dünyanın kaynadığı Türkiye’nin karıştığı ve sektör olarak binbir türlü zorluklarla baş etmek zorunda kaldığımız, koskoca bir yıl!

Nelerin kötü gittiğinden bahsetmek işin en kolayı olurdu, bunun yerine ben 2016’da hayatımda iyi giden şeyleri özellikle de iş tarafını yazmak istedim. Bütün olumsuzlukların yanında, iletişim sektörünün dinamiklerini değiştirmeye başlayan gelişmeler, hız kesmeden devam etti 2016’da. Dijitalin tek başına bir kavram olarak öldüğünü yıllardır söylüyorduk, artık ölüm ilamını verdik. Ajansta gelen brief’e salt dijital açıdan bakabilen kalmadığı gibi, bakan olursa kınanacağı da aşikar hale geldi. “TVC mi Youtube’mu ? O içgörü yeterince etkileşime açık değil” tartışmalarıyla başlayan prodüksiyon ve yaratıcı ekip toplantılarının sayısı arttı. Bütün bunların sonucunda da, Televizyonu da kullanan ama içgörüyü merkeze alıp medya-agnostik bakan kampanyalar ortaya çıktı.Anadolu Hayat Emeklilik’in EmekliOlunmaz ve Otomatik Katılım kampanyaları, Vestel’in Star Wars serileri ve Regal’in eğlenceli online filmleri bunlardan bazıları.

2016’nın en güzel gelişmelerinden biri de, küresel operasyonlarımızın Almanya, İngiltere, İtalya ve İsviçre’den sonra, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da da proje üretmeye başlaması oldu. Özellikle ABD’de 3 farklı şehirdeki markalara yönelik çalışan bir takım, İstanbul’dan ABD’deki ekiplere dahil olarak pek çok başarılı operasyona imza attı. Project House Global, artık emekleme aşamasından olgunlaşma aşamasına geçen bir operasyon haline geldi.

Reklamcılıkla pazarlama teknolojilerini birleştirdiğimiz, Data Management Platform (DMP), Lead nurturing, omni-channel kampanya yönetimi gibi konularda Dünya devleriyle işbirliği halinde Türkiye’de ve Ortadoğu/Doğu Avrupa’daki en büyük projeleri tamamladık Labrys ekibiyle beraber. Medyanet, Sahibinden.com, Habertürk, Turkuaz Medya gibi Türkiye’nin ve hatta dünyanın en büyük oyuncuları medya yayıncılığında yepyeni bir “audience” anlayışına bizimle ve Oracle Bluekai DMP ile beraber geçti. 2017’de bu konuda çok önemli gelişmelere tanık olacağız hem Türkiye’de hem de Dünyada. Pazarlama departmanları, istedikleri hedef kitleye artık veriyi kullanarak ulaşma ve medya harcamalarını çok daha bilinçli yapma şansına sahip olacaklar. Bu büyük yayıncıların DMP platformuna geçmesi, 2017’de markaların da kendi taraflarında bu konuda stratejilerini netleştirmelerini gerektirecek. DMP’nin ne olduğunu ve ne işe yaradığını bilmeyen pazarlama profesyonelinin kalmayacağı bir döneme giriyoruz.

Dijital dönüşüm ve özellikle pazarlamanın dönüşümü ile dijital-analog ikiliğinin yok edilmesi, 2017’de de en önemli gündemlerimizden biri olacak.

2016’da pazarlama teknolojileri adına bir başka kritik konu da, makine zekasının iletişime olan etkisiydi. Dünyada insan zekasına en yakın bilgisayar uygulamalarından biri olan IBM Watson’ı New York ofisimiz için bir projede ilk defa 2016’da kullandık ve Türkiye’de yapay zekayı teknoloji üretme seviyesinde kullanan ilk iletişim grubu olduk. Yine 2016’da, yapay zeka alanında beraber çalıştığımız HAVAS Londra ofisi, yürüttüğü analizle Trump’ın Clinton’ı geçeceğini seçim sonuçları açıklanmadan ITV’de canlı yayında açıklayıverdi. Önce kimse inanmadı, sonra ortalık karıştı. İnsanoğlu’nun öngöremediğini, bir makine söyleyivermişti.  Şu sıralar Alper Bayraklı liderliğindeki Project House CS ekibi, HAVAS Grubunda yapay zekayı pazarlama iletişimi için kullanmaya odaklanan HAVAS COGNITIVE‘in (http://cognitive.havas.com/) geliştirme ekibinde gururla yerini aldı, hatta ben bu satırları yazarken New York-Londra- Istanbul ekseninde heyecanla yepyeni bir ürünü geliştirmek için harıl harıl çalışıyorlar!

2016’da tabii ki yapamadıklarımız yapabildiklerimize göre çok daha fazla oldu. Profil sayfalarımızı siyah yaptığımız pek çok günde umurumuzda bile olmadı bir dolu kampanya, bir dolu yaratıcı içerik.

Peki post-truth’un 2016 yılının kelimesi olmasına şaşırdık mı? Elbette hayır. Hatta bu bize 2017’yi post-reklam(!) yılı yapmak; Reklamcılığı değiştirme konusundaki kararlılığımızı devam ettirmek, yaratıcılık ve teknolojiyi birbirinden ayırt edemeyecek kadar beraber kullanmak için daha da güç verdi. Yeter ki memleket sağ, salim, birlik olsun.

Yukarıda yazdıklarım, benden çok Project House grubu içerisindeki 5 farklı ajansın ve ekiplerinin çabaları sonucunda oldu. Kişisel olarak 2016’nın iş dışındaki kısmı Üniversitedeki Doktora dersleri ve tez konumu belirlemek için çalışmakla geçti. 2017 yılı profesyonel kimliğimin dışında teknoloji, yapay zeka ve sosyal bilimlerin kesişiminde yazılacak bir doktora tezinin başlangıcı da olacak. Biraz öğrencilikle, biraz da Bilgi Üniversitesi’nde İletişim Tasarımı ve sevgili Uğur Özmen ile beraber Dijital Dönüşüm derslerini verecek olmam sebebiyle öğretmenlikle geçecek.

Herkes için sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir 2017 olsun.

Serhat Akkılıç
@sakkilic

Yönetici Ortak
Project House HAVAS

This Post Has One Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back To Top
Search