Skip to content

Eğitime İnanmıyorum!

Eğitim Vedijital

Eğitime inanmıyorum. Hele de şu anki dinamikleri ile… Eğitim alan İki insan arasında farkı yaratanın aldıkları eğitim değil, yaklaşımları ve öğrenme heyecanları olduğunu düşünüyorum.

Dijitalin hayatımızdaki tüm kavramları dönüştürmesi gibi, eğitimin de dinamiklerini dönüştürmesi söz konusu. Fiziksel bir okula gidebilmek için yapılan tüm fedakarlıklar bir süre sonra gereksiz olacak. Çevrimiçi olarak alınan eğitimler, coğrafi ve maddi kısıtları bir anda anlamsız hale getirecek.

Bu satırları okurken Harvard veya Princeton Üniversitesi’nden ücretsiz bir ders almak isterseniz, aşağıdaki linklerden bir kaçına tıklamanız yeterli:

www.coursera.com

www.edx.com

www.udacity.com

www.futurelearn.com

Tüm bu siteler, aynı zamanda son dönemlerin en popüler kavramlarından biri altında tanımlanıyor : MOOC (Massive Open Online Courses). Detaylı bilgi isteyenler buradan da inceleyebilirler.

Tamamen internet üzerinden seyredeceğiniz videolar, tamamlayacağınız ödevler ve web tabanlı sosyal araçlarla kuracağınız ilişkilerle sürecek olan bir eğitim döneminin ardından, pek çok ders size çabalarınızın karşılığında bir sertifika da veriyor. Bu bir diploma veya ülkemizde geçerli olan resmi bir belge değil, ama çabalarınızı ve sonucunu ifade ediyor. Resmi olarak tanınan ve almak için fiziksel bir okula gidilmesi gereken bir diploma da başka bir şeyi ifade etmiyor zaten…

Bana gelen CV’lerin en son eğitim kısmına bakıyorum. Bir insanın hayatla ne yapmak istediğine karar verebilmek için gösterdiği tüm çabanın toplamı, aldığı tüm diplomalardan daha muteber benim için. Herhangi bir mülakatta, Lise’den sonra hiçbir üniversiteyi “kazanamamış” ama yukarıda gördüğünüz linklerden herhangi birinde anlamlı bir çaba göstermiş birisine neden üniversitede okumadığını soracağımı zannetmiyorum.

Elbette sosyal beceriler, duygusal zeka, takım çalışması, kişisel ilişkilerdeki durum gibi pek çok kriter yine değerlendirme listemde olur, ama herhangi bir konunun teorik tabanını iyi öğrenebilmek için belli başlı okullardan birine gitmek gerektiğini düşünmüyorum.

Tamamen sanal ortamda bir konu hakkında eğitim almanın getirdiği pek çok dezavantaj da var, ancak bundan 10 yıl sonra, dijital ekranların bizi daha da içine alan formatları geliştikçe (mesela bakınız www.oculusvr.com ) , dijital okur yazarlık daha da arttıkça, öğrenmek için gereken şartların pek çoğu hatta çok daha iyisi dijital ortamda hazır halde olacak.

“Eğitim, bir kovanın doldurulması değil, bir ateşin yakılmasıdır” der William Butler Yeats.

Dijital, en parlak eğitim ateşlerinden birini yakacak gibi duruyor. Yeter ki en iyi “kova”yı ödüllendiren bir kafa yapımız olmasın 😉

S.

P.S. Asıl ihtiyacımız olan, kıtlığını çektiğimiz ve mumla aradığımız şey, üniversite binaları veya eğitim müfredatları değil, içinde öğrenme tutkusu olan bireyler.  İşte tam da burada, maalesef durumun iyiye gittiğinden emin değilim.

This Post Has One Comment

  1. Serhat selam,

    Böyle bir sitenin var olduğunu yeni farketmenin mahcubiyetini yaşıyorum. Özellikle gerek iş hayatında dijital sağlık hizmetleri ve dolayısı ile ilaç sektörünün tanıtım faaliyetlerinin bu alandaki gelişimine tanık olurken gerekse evdeki 4,5 luk veletin eğitim hayatını nasıl planlamam gerektiğine karar vermeye çalışırken…

    “Bir insanın hayatta ne yapmak istediğine karar vermek için gösterdiği çabanın toplamı, aldığı tüm diplomalardan daha muteber benim için” sözü ise tesadüfen bugün çok üzerinde düşündüğüm pek çok şeyin veciz bir özeti oldu. Bu vesileyle sevgi ve selamlarıma gönderiyor güzel günler diliyorum.

    Sinan Özkan
    iTÜ Çevre’96

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back To Top
Search